TOPLULUK KURALLARI
inovanadolu topluluklarının içerik konularına girmeyen tüm paylaşımlarınızı buradan yapabilirsiniz.
Topluluk Moderatörleri: @titus
Finlandiya %6.8
İsveç %6.6
İngiltere %5.1
İsviçre %4.6
İrlanda %4.4
Avusturya %4.4
Alman %3.8
Fransa %3.7
İspanya %2.9
Romanya %2.1
Yunanistan %1.6
Türkiye 0.9
Swap for dummies gibi olmuş. Özgür Demirtaş'ı çok sevmesem de gayet anlaşılır buldum tanımını;
1) Londra piyasasında Dolar /TL swap faizleri %90 sonra
da%200 leri geçti. Bu bir çok kişinin dikkatini çekti. Malum Finansal okur
yazarlık seviyesi düşük olunca da bir çok bilgi kirliliği peş peşe geldi. Kısaca
bu konuda yazacağım. Dün de yazdım oradan alıntı ile başlayayım.
2)“Elinizde TL varsa onu satıp istediğiniz para birimini
alırsınız. Bunun için bir faiz ödemeniz gerekmez. Ama Elinizde TL yoksa onu
ödünç almanın bir maliyeti vardır. Bu swap faizi TL’si olmayanın TL alıp onu
açığa satıp, Dolar almasının maliyetidir” demiştim. Daha da anlatayım
3) Swap demek takas demektir. Paranın olmadığı zamanları
düşünün, o zaman da takas yapıyorduk. Tavuğumuzu verip Elma, Elmamızı verip
tahta alıyorduk vs. Bunu da ona benzetin.Swap piyasasında iki taraf iki para
birimini takaslıyor.Bir de Long ve Short etmek deyimlerini öğrenelim:
4) Long etmek bir şeyi satın almak demektir. Shortlamak ise
elinizde olmayan bir şeyi satmak demektir. Elimizde olmayan bir şeyi nasıl
satarım diyeceksiniz. Elinizde olmayan şeyi satmanız için Ödünç almanız
gerekir.
5) Tabi Ödünç almanın bir maliyeti vardır. Kimse size malını
bedavaya ödünç vermez.
6) Biri bir şeyi Shortlayacaksa, yani açığa satacaksa onun
değerinin düşeceğini düşünüyor demektir. Ne yapar? Önce o şeyi ödünç alır ve
onu açığa satar (diyelim ki 100 Liradan sattı), sonra değer kaybedince geri
alır (diyelim ki
70 liradan geri aldı).Bu işlemden 30 Lira kar etti
7) Ama bu NET karı değildir. Çünkü açığa sattığı günden geri
aldığı güne kadar geçen süre için kendisine yazan Ödünç masrafını vermesi
gerekir. 30 Lira karından bu faizi düşünce, bir de alım satım masraflarını
düşünce geriye net karı kalır.
8) Şimdi Swap, Long ve Short etmenin ne olduğunun üzerinden
kısaca geçtik. Gelelim Londra piyasasındaki TL swap faizlerine. Bu rakam TL
shortlamak yani TL satmak (TLyi de Dolar almak için satıyorlar) için TL
bulmanın maliyetidir. Yani Bizim Merkezin verdiği FAİZ falan değildir.
9) Peki ne oldu da Londra TL swap faizi fırladı? Yabancı
yatırımcı Dolar/TL nin yükseleceğini düşündüğü için TL satıp Dolar almak istedi
(Yani TL SHORT, Dolar LONG olmak istedi). TL’si olmadığı için ne yapması
gerekti? Londra piyasasından TL bulması gerekti.
10) TL bulmak da oldukça zorlaşmıştı. Niye? Çünkü Londra
piyasasına TL sağlayan bankalar TL miktarını kıstılar. Niye? Çünkü Ağustos 2018
deki kanun maddesiyle Türkiye’de yerleşik Bankaların yurtdışı piyasalara
sağlayacakları toplam TL miktarı Özsermayelerinin %25i ile kısıtlı idi
11) Şimdi yabancı bir yandan TL bulup onu Shortlayıp, Dolar
almak istiyor ama bir yandan da TL bulma ve o TL pozisyonunu taşıma maliyeti
Yıllık %90 ve %200 lere çıkıyor. O zaman ne yapacak? Olan uzun Dolar
pozisyonunu kapayacak ve bu işe de girmeyecek.
12)Yani TL’nin Dolar karşısında düşüşüne SPEKULATİF oynayan
yabancı yatırımcının canı feci yanmış oldu. Ne güzel işte yansın
diyebilirsiniz. Ama öyle basit değil.Basit olsa: sonuna kadar kısarsınız TL
arzını, Dolar/TL de yere çakılır.Ama bunu bir müddet yaparsınız.Sonra ne olur?
13)Sonra: Yabancı yatırımcı, Uluslararası swap
piyasalarından TL bulma maliyeti fırlayınca elinde Türk varlıkları varsa onları
satıp TL bulur. Yani nolur? Borsa’da Türk şirketlerine yatırımı varsa onları
satar TL bulur ve Borsa çakılır.Nitekim bu oldu mu? Aynen dediğim gibi oldu.
14) Borsa satışından sonra elinde Türk tahvili varsa onu da
satar TL bulmak için. Tahvil satınca ne olur, tahvil fiyatı düşer, ucuzlayan
tahvillerin faizi artar. Peki Tahvil faizi de bugün fırladı mı? Evet fırladı
%18 küsürlerden % 19.53’e çıktı. Aynen dediğim gibi oldu.
15) Yabancının TL bulma ihtiyacı ve iştahı daha da artarsa
elindeki Likid olmayan varlıkları da satmaya kadar gider.
Kısaca: Swap faizlerinin artması TL’yi Satıp Dolar almak
isteyen Spekulatif yatırımların önünü kısa vadede kesip işimize yarar ama uzun
vadede,TL bulamayan yabancı yatırımcıyı düşman eder, TL’nin itibarını düşürür,
Borsa ve Tahvilimizi sattırır. Yeni yatırımcıyı kaçırır. Sevgiler
Siz ne düşünüyor sunuz?
DuckDuckGo ekibinden;
DuckDuckGo’ya yabancıysanız, kişisel bilgilerinizin çevrimiçi kontrolünü sorunsuz bir şekilde kontrol altına almanıza izin veren ve herhangi bir takılmaya neden olmayan bir İnternet gizlilik şirketiyiz. duckduckgo.c... adresinde Google’a alternatif bir arama motoru kullanıyoruz ve sizi İnternette nereye giderseniz gidin, Google’dan, Facebook’tan ve diğer izleyicilerden korumak için ek uygulamalar ve uzantılar sunuyoruz. DuckDuckGo! 'Yu kaç kişinin kullandığını bilmediğimizi öğrenmemizi şaşırtıcı bulabilirsiniz. Ancak, Gizlilik Politikamıza baktığınızda - aramaları kişilere bağlamak da dahil olmak üzere kişisel verileri toplamıyor veya paylaşmıyoruz - ve böylece insanları isimlerini bile isimsiz olarak doğru bir şekilde sayma imkanımız yok.
Bununla birlikte, eğitimli bir tahmin yapabiliriz. Bugünün Rakamları Kullanıcıları takip etmediğimizden, sitemizi her ay tam olarak kaç kullanıcının ziyaret ettiğini bilmek bizim için imkansızdır, ancak ayda aldığımız ve halka açık yaptığımız arama' target='_blank' rel='nofollow'>duckduckgo.c... sayısına göre bilinçli bir tahmin yapabiliriz. Merak ediyor olabilirsiniz: İnsanları izlemeden aramaları nasıl sayabiliriz? Aramalar bireylere bağlı olmadığından ve bu nedenle anonim olmadığından, bu aramaları kimin yaptığını, sadece gerçekleştiğini bilmiyoruz. Aylık arama sayımızı, toplamda kullanıcılarını izleyen diğer arama motorlarında yapılan kişi başına ortalama arama sayısına bölerek DuckDuckGo'yu kaç kişinin kullandığını tahmin etmek için kullanabiliriz. Aylık ortalama, kişi başına yaklaşık 30 arama veya günde ortalama bir aramadır. Tabii ki, bazı insanlar daha fazla, bir şekilde daha az araştırır; yani, varyans yüksektir, ancak bu rapor edilen ortalamadır.
Her durumda, bu rakamları kullanırsanız, yaklaşık 25 milyon kişiye ulaşıyor!
Netflix, Türkiye pazarında agresif bir şekilde ilerlemeye devam ediyor. Türkiye'de kaç Netflix kullanıcısı olduğuna dair bir istatistik var mı?
ÇekC: 9.6
Hırvat: 9.3
Fransa: 9.1
Almanya: 9.0
Finland: 8.6
İsviçre: 8.5
Italy: 8.1
Polonya: 7.2
İspan: 7.0
İng: 7.0
Belçika: 6.4
Norveç: 5.5
Hollan: 4.5
Türkiye: 4.2
Günümüzün rekabetçi iş dünyasının merkezindeki en ayırt edici noktaların başında artık inovasyon geliyor. Türkiye’nin de üretim, sanayi ve ticaret gibi uluslararası rekabette söz sahibi olmasını sağlayacak planlamalarının temelinde inovasyon yer alıyor.
Yapay zekâ (AI), makine öğrenimi ve diğer bilişsel otomasyon teknolojilerinin uygulandığı projelerde, kurum içindeki sistemlere kıyasla bulut bilişim sistemleri 20 kat daha hızlı analiz işleme fırsatı veriyor. Kendi sistemlerine yatırım yapmak yerine, zorlu işleri bulut üzerinde halletmek ise yüzde 45 ekonomik tasarruf sağlıyor. Bunun yanında teknik uzmanların harcadığı zaman yüzde 60 azalırken, yeni uygulamaların hayata geçirilmesi saatler mertebesine düşüyor.
Uygulamaları bulut ortamlarında tutmanın gittikçe yaygınlaştığına değinen Radore Veri Merkezi Genel Müdürü Sadi Abalı, “Esnek ve ölçeklenebilir yapılar, kurumsal kullanıcıların bulut bilişim teknolojilerini daha çok tercih etmesine sebep oluyor. Maliyetleri en düşük seviyede tutarken, yapılan işe uygun sistemlerin hazır bulunması, her zaman erişilebilir ve hızlı uygulama geliştirme imkânı gibi avantajlar bulutu farklı kılıyor. Bulut bilişim teknolojisi ile işletmeler altyapı yerine işlerine odaklanarak inovasyona daha fazla vakit ayırabiliyorlar” dedi.
Sanallaştırma teknolojileri ile esnek ve verimli kaynak yönetimi, enerji tasarrufu, çok daha az fiziksel sunucu kullanılarak çok daha fazla iş yükünün üstlenilebilmesi; kesintisizlikte artış ve çok daha etkili bir felaket kurtarma yönetimi sağlanabiliyor. Türkiye’deki sayılı VMware bulut iş ortakları arasında yer alan Radore; on binlerce servis sağlayıcının pek çok farklı bulut hizmetini kullanıcılara ulaştırabiliyor. Radore VMware bulut iş ortaklığı kapsamında müşterilerine kiralama modeliyle sanallaştırma hizmetlerini sunabiliyor. Bu sayede kullandığın kadar öde modeliyle her boyutta ihtiyaca uygun çözüm sağlanabiliyor.
Bununla birlikte www.donanimg... style="background-image: initial; background-position: initial; background-size: initial; background-repeat: initial; background-attachment: initial; background-origin: initial; background-clip: initial; color: rgb(255, 84, 84);">Radore’de sanallaştırılmış sunucuların kolay bir şekilde yönetilebilmesini ve kaynakların verimli şekilde kullanılmasını sağlayan yönetim panelleri bulunuyor.
.me uzantılı bir proje başlatmak istiyoruz. .Com uzantılı jenerik bir domain bulmak neredeyse imkansız. Her kelimenin neredeyse her uzantısı alınmış durumda.
Peki .me uzantılı tutmuş türkçe siteler var mı?
.me uzantılı bir site açmak mantıklı mı?
Seo açısından arama motorları .me uzantılı domainleri nasıl algılıyor?
Aytekin Tank tarafından yazılmış enteresan bir makale, bu toplulukta paylaşmak istedim.
The old crocodile was floating at the
river’s edge when a younger crocodile swam up next to him,
“I’ve heard
from many that you’re the fiercest hunter in all of the river bottoms. Please,
teach me your ways.”
Awoken from a
nice long afternoon nap, the old crocodile glanced at the young crocodile with
one of his reptilian eyes, said nothing and then fell back asleep atop the
water.
Feeling frustrated and disrespected,
the young crocodile swam off upriver to chase after some catfish, leaving
behind a flurry of bubbles. “I’ll show him,” he thought to
himself.
Later that day the young crocodile
returned to the old crocodile who was still napping and began to brag to him
about his successful hunt,
“I caught two
meaty catfish today. What have you caught? Nothing? Perhaps you’re not so
fierce after all.”
Unphased the old crocodile again
looked at the young crocodile, said nothing, closed his eyes and continued to
float atop the water as tiny minnows muched away lightly at the algae on his
underbelly.
Again, the young crocodile was angry
he couldn’t get a response from the elder, and he swam off a second time
upstream to see what he could hunt.
After a few hours of thrashing about
he was able to hunt down a small crane. Smiling, he kept the bird in his jaws
and swam back to the old crocodile, adamant about showing him who the true
hunter was.
As the young crocodile rounded the
bend, he saw the elder crocodile still floating in the same spot near the
river’s edge.
However, something had changed — a
large wildebeest was enjoying an afternoon drink just inches near the old
crocodile’s head.
In one lightning-fast movement, the
old crocodile bolted out of the water, wrapped his jaws around the great
wildebeest and pulled him under the river.
Awestruck the young crocodile swam up
with the tiny bird hanging from his mouth and watched as the old crocodile
enjoyed his 500 lb meal.
The young crocodile asked him, “Please…
tell me… how… how did you do that?”
Through mouthfuls of wildebeest, the
old crocodile finally responded,
“I did
nothing.”
Doing what matters vs. busy-bragging
When I was first building www.jotform.... target="_blank">JotForm, I was a lot like
the young crocodile — believing that I always had to be doing something
to get results.
Back then, if someone would have told
me that I would see www.jotform.... target="_blank">greater results by spending more time doing nothing, I
would have rolled my eyes and continued to chip away at my 16 hour day of work.
I thought that in order to be
successful, I had to constantly be building, working, growing and developing
the next thing — whatever that “thing” was.
All of us have a problem with
busyness. But being busy and being successful are not one and the same. And, I
think if we were to make “doing nothing” more of a priority, we might find
ourselves catching more wildebeests versus measly catfish.
medium.com/s... target="_blank">It worked for me, and I hope it can work for you, too.
But, doing less or nothing at
all is easier said than done, especially in a society that suffers
from www.jotform.... target="_blank">extreme busyness. Let’s take a closer look at our unhealthy
obsession with staying busy…
The extreme busyness epidemic.
Mankind has struggled with busyness
since the beginning of time — or at least since 425 BC when Homer
walked the Earth.
www.sparknot... target="_blank">The
Odyssey tells the tale of the Lotus-eaters — a strange people that
slothed around all day long eating lotus and doing nothing. And,
what was stranger than fiction was that these people were content with their
lives.
Homer wrote that after some of
Odysseus’s crew ate the Lotus-eaters Lotus fruit (say that three times fast),
they became like the Lotus-eaters — content, relaxed and a bit
lethargic.
Terrified that if all of his men ate
the lotus fruit they would be unmotivated to return home, Odysseus ordered the
affected men to be tied to the ship benches and for the ship to set sail
immediately.
It’s interesting, Odysseus’s
reaction to this feeling of “doing nothing”sounds similar to the Corporate
CEO, the Startup Founder and the collegiate football coach we know today
— www.jotform.... target="_blank">hardcore workaholics that despise anything that might
allude to a sense of complacency.
Though, they of course are just the
tip of a much larger societal iceberg that feels frozen with fear at the
thought of doing nothing.
The world as a whole now measures
value in terms of busyness versus quality of work. In many ways, it has become
something of a status symbol to be “busy”.
How many times have you heard or
had a conversation like this…
“How have you
been lately, Mark?”
“Oh man, just
insanely busy!”
“That’s
awesome to hear man — keep killing it!”
We’ve grown to subconsciously measure
a person’s worth based off how many hours they work, how much is on their plate
and put simply — whether or not they are running around like a chicken
with their head cut off.
In Tim Ferriss’s fourhourwork... target="_blank">4-Hour Work Week, he
pokes fun at this idea by facetiously saying that if you want a promotion, you
should appear to be more busy by working longer hours, scrambling around and
constantly answering emails.
But, sooner or later, all of us have
to ask ourselves what our mission is — is it to be the busiest or is it
to www.jotform.... target="_blank">make
the most impact?
And, what’s fascinating is that when
we look at some of the greatest minds to grace planet Earth, we see an
interesting commonality — they all make time for doing nothing.
The power of doing nothing at all
Making time in your life to do nothing
can be challenging — especially during the workweek where we are constantly
pummeled and bombarded with meetings, notifications and an ever-growing list of
tasks.
Busy founders have started
implementing “Think Weeks” into their annual schedules — week-long periods they
spend reflecting, reading, thinking and living outside the all-encapsulating
world that is running a business.
While young founders like Skillshare’s
Mike Karnjanaprakorn have hackernoon.c... target="_blank">adopted this practice, as well as big names like Steve
Jobs, Mark Zuckerberg and Tim Ferriss, it was Bill Gates who originally made
the www.youtube.... target="_blank">Think Weekfamous.
For many years while running
Microsoft, Gates would retreat into week-long Think Weeks twice
a year — not vacations, but actual periods of time dedicated to doing nothing.
Gates was so adamant about his Think
Weeks that family, friends and Microsoft employees were banned. Today,
Gates attributes much of Microsoft’s success to the big ideas and concepts he
stumbled upon while doing nothing.
On implementing “nothing” time.
You don’t necessarily have to ban
family and friends to retreat into a Think Week, though. Take
me as an example.
Every year, www.jotform.... target="_blank">I
take at least a full week off from my company and head back to my
hometown to help my parents with the olive harvest.
All thoughts of www.jotform.... target="_blank">startup growth or conversion rates slip away when
you’re picking olives. It’s meditative and calming.
I know that olive picking won’t land
me at the top of TechCrunch, but it’s a personal measure of success. And
somehow, some of my best ideas come to me during this period.
For someone who can’t take an entire
week off of work once a year to do nothing, I recommend taking a slightly
different approach — embracing the digital sabbath.
On either Saturday or Sunday, force
yourself to step away from all forms of technology — a practice known as a
digital sabbath.
medium.com/s... target="_blank">Shut off your smartphone and hide it in your closet.
Powerdown the laptop and slide it under your bed. And, try with all
your might to refrain from binge-watching Netflix.
Give your brain space to think by
stepping away from the daily grind and doing nothing. Your mind will have time
to stumble upon new ideas and further process old ones.
You may find the success that results
from this practice to be similar to that of the old crocodile at the beginning
of this article.
While we tell ourselves we can achieve
more by scrambling, sometimes it’s better to close our eyes and just float.
And, wait, until the wildebeest shows
up.
Aytekin Tank,
Founder of Jotform.com
Malum koronavirüs, eski bir hesabı farklı bir hesaba çevirmek istiyorum, takipçisi iyi çünkü. Bu nasıl yapılıyor? Ayarlar bölümünde bulamadım da?
i.redd.it/x6... alt="">
Aramızda akvaryumla uğraşanlar var mı?
Bu da tüm push notificationlar kapanacak demek. Güzel ve geç gelmiş bir özellik.
# Put this function to your .bashrc file.
# Usage: mv oldfilename
# If you call mv without the second parameter it will prompt you to edit the filename on command line.
# Original mv is called when it's called with more than one argument.
# It's useful when you want to change just a few letters in a long name.
function mv() {
if [ "$#" -ne 1 ]; then
command mv "$@"
return
fi
if [ ! -f "$1" ]; then
command file "$@"
return
fi
read -ei "$1" newfilename
mv -v "$1" "$newfilename"
}
' target='_blank' rel='nofollow'>gist.github....
Psikolojik destekten bahsetmiyorum. Belki bu da olabilir ama, daha çok iş dünyasının içinde olan, iş dinamiklerini bilen, şuna yönel, şunu yap bunu yap şeklinde nokta atış yönlendirmeler yapacak birinden bahsediyorum. Bu kişiyle tanışmaktan da bahsetmiyorum, ya da bir kahve içmekten. Ücret karşılığı destek almak istiyorum. Tavsiyelerinizi beklerim.
Önerebileceğiniz bir kaynak var mı?